4 Mayıs 2009 Pazartesi

senin bir fidandan ne eksiğin var ki?

Seni bir fidana benzetiyorum. Büyümek için bekleyen bir fidan. Avuçlarımdasın. Henüz köklerin küçük. Gövden ince ve tek dalın bile çıkmamış. Toprağa ekiyorum seni ve kapatıyorum üzerini. Büyümen gerek. Büyümen için günlerin geçmesi gerek. Güneş görmen gerek. Rüzgârın doğru yerden esmesi gerek. Rüzgârı hissetmen gerek. Bir bebek gibi. Sevgiye muhtaç. İlgiye muhtaç. Şefkate muhtaç. Büyümen gerek. Ama hızlı değil, cok yavaş. Gün geçer güneş görür ömür. Toprak ısınır. Ve sen büyümeye başlarsın yavaşça.hadi birleştir ellerini ve parmakların birbirine girsin. Ellerini bir fidan farz et. Gün geçtikçe, güneş sırtına vurdukça, sen ısındıkça, rüzgâr serinlettikçe, sen büyümeye başlarsın. Şimdi parmaklarını yavaş yavaş açmaya başla. Gördün mü bak şimdiden on tane dalın oldu. Kalınlaşıyor gövden, kök salmaya başlıyorsun. Büyüyorsun. Sen büyüdükçe insanlar salıncak kuruyorlar dallarına. Böcekler saklanıyor kabuklarının altında, kuşlar yuva kuruyor. cicek açıyorsun, yaprakların çıkıyor, uzayan saçların gibi. Bak görüyor musun? Hissediyor musun? Büyümeye başlıyorsun. Günler geçiyor ama güneş yerini ayaza bırakıyor bu kez. Bir zaman ısınmıştın ve simdi üşümen gerekiyor. Evet, büyümek acı da verir. Şikâyet etme. Asla. Ayaz sırtına vurmaya başladı, üşüyor musun? Yaprakların solmaya başladı. Salıncaklar sahipsiz kaldı. Böcekler kaçtı senden, kuşlar terk etti seni. Seninle yeşeren, büyüyen yapraklar yavaş yavaş koptu senden. Rüzgârlar alıp götürdü hepsini. Kar yağdı sırtına. Islandın. Bak şimdi de küçülmeye başladın. Bunu en iyi bir ağaç yapabilir: Büyümesini bildiği gibi küçülmesini de bilen... Ve simdi ben tekrar geldim. Senden yeni bir tohum alıp tekrar ektim toprağa. Ama bu sefer gitmeyeceğim yanından. Sen büyüdükçe, güzelleştikçe, çiçek açtıkça, seni kırmak isteyen eller uzanacak. Ben müsaade etmeyeceğim buna. Kendimden bir çit öreceğim etrafına kimse uzanamasın sana diye. Ve bir değnek olup saplayacağım kendimi yanına ve bir iple bağlayacağım sana. Sen ayakta durmakta zorlandığında ben yanında olup yüküne ortak olacağım. Senle büyüyeceğim. Gün gelecek sen tekrar büyüyüp küçüleceksin. Bir ağaç gibi. Bunu en iyi bir ağaç yapabilir. Büyümesini bildiği gibi, küçülmesini de bilen. Sen bir fidandın ve bir ağaç olup kök saldın içimde.sen kök saldıkça toprak anlayacak seni.senin bir fidandan ne eksiğin var ki?

eren ergül
mayıs 2009

4 yorum:

Adsız dedi ki...

kış gelmedi henüz, sadece baharın erken vaktinde açılan çiçekleri ayaz vurdu. ama fidan kararlı, toprağa kök salmaya, daha sıkı bağlanmaya, tekrar çiçekler açmaya... yalnız,korkuyor desteğini kaybedecek diye, o giderse öksüz kalır, büyüyemez. ama yanında olursa küçücük fidan kocaman bir ağaç olacak:))))canım benim, yüreğine sağlık. bu sadece bir yazı değil, bir hayat...

Adsız dedi ki...

merhaba
bu siir belliki bir seyleri anlatiyor.
sende
buyuk izler birakan birini.
bunu ilk okudugumda
anladim
anlasilan bu kisi , ulasilmaz ve karsi konulmaz bir cazibeye sahip olan birisi.
genç ve guzel bir kadin .
bende bir yazarim
bir kaç yil once
bir siir yazmistim.
dogayi ve korkunç derecede guzel ve keskin cazibeye sahip olan bir kadini ele almistim
oldukça beyenildi.
senin bu siirinde oldukça guzel
dikatlice okunuldugu zaman
çok anlamli anlasilir.
her bir kelimesine guzel bir kadinin teni, kokusu ve gozleri sinmis .
oldukça guzel bir nizam
seni tebrik ediyorum
arkadasim.
saygi ve sevgilerimle

mavi dedi ki...

teşekkür ederim beğenmene sevindim. bu kişi benim için önemli bir yere sahip. anlatmak kolaydır bence hisleri ama asıl önemli olan onu yaşayabilmektir.duymadan,görmeden,hissetmeden.aynı yolda yürüdüğümüze inandığım biri :)

Adsız dedi ki...

ne kadar güzel ve duygulu yazmışsın eren..kalemine sağlık diyorum..Başarılarının devamını diliyorum.. :)