11 Mayıs 2009 Pazartesi

şah mat

meğer ezberlemişim hikayemi
her günün sabahına giriş bölümüyle başlıyormuşum,
elimdeki beslenme çantasıyla bıyıklarımın terlediği ana kadar.

özneler,
nesneler,
yaşanan ve yaşatılanlar aynıymış gelişme bölümüne girerken bile.
öğlenler gözyaşıyla büyümüş akşamlara.
tekmeler,
küfürler,
ve suratımda patlayan tokatlar...
acımadı ki etim.
küçücük bir ümit bağladı yüreğimi sonuç bölümüne
ya ümitsizsiniz yada ümit sizsinizdir dedi biri
ortada kalmayı düşünmedi hiçbiri
ve üç noktalarım bitti.

ah hayat!
sanadır bu içimdeki feryat.
ve sona geldim,
bu oyun şah mat...


eren ergül
mayıs 2009

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Kötü günler hatırlatıyor bu şiirin... Uykusuz geceleri, sessiz çığlıkları, akmayan gözyaşlarını, boğazda düğümlenmesine bile izin verilmeyen hıçkırıkları ve geçmeyen bir yürek sancısını... Yüzyüze geldiğim ilk anda ne kadar çaresiz olduğumu yüzüme tokat gibi çarpan şiir... Umarım böyle bir şiir yazmazsın bir daha.

kaya dedi ki...

Kardeşim,sözcüklerin yazıya dökülüşü akıl da tasarlanan gibi olmayabilir,yazarız beğenmeyiz sileriz,fakat onlar bizim hayal dünyamızın derinliklerinin haykırışlarıdır...ses vermeyi bilirsek ki sen bunun farkına varmışsın,ne şekilde olursa olsun yalnız ama yalnız bizi yansıtan bir aynadır,bu söz dizinleri...yazılrın gayet hoş başarılar dilerim