26 Şubat 2018 Pazartesi

BEN SANA ESİR DÜŞMÜŞ ESKİ BİR ŞEHİR

Bir çift göz
Toprak rengi, kocaman bir çift göz.
Her dokunduğunda bakışların tenime
Koskoca bir tufan kopar içimde.
Yüreğimin taşı toprağı sel olur
Aklım fikrim kaybolur
Sen bir kere baktın mı
İçimde ki deniz sen olur

Ellerin
Dokunduğu herşeyi güzelleştiren
Bir ağacın kökleri gibi bedenimi sarıp sarmalayan ellerin
Hislerimin ücra köşelerinde ki korkularıma uzanan,
Benligimde ki yaraları bir bir saran ellerin

Biz
İkimiz
Yeşermeye yüz tutmuş bir fidanı büyütür gibi büyüttük birbirimizi.
Yağmur olduk
Rüzgar olduk
Üşüyünce cemre
Kızınca zemheri
Sevince bahar olduk.

Sen, her yanım
Gören
Duyan
Dokunan
Hisseden yanım.
Öfkelendiğinde gönül kapısını kapatan
Ayazın ortasında bırakıp
Sevince, gönül cennetine alan yanım.

Ben,
Sana esir düşmüş eski bir şehir.
İçimdeki çocuğun üstünü kirleten, toprak yollarımı bırakıyorum sana.
Saklambaç oynarken,
Arkasına sığındığım ağaca astığım salıncağımı.
Hiç sahip olmadığım ama her seferinde içimde uçurdugum uçurtmamı.
Misketlerimi,
Gazoz kapaklarımı.
Bırakıyorum çocuk ellerimi bakmadan ardıma.
Ben sana esir düşmüş eski bir şehir.
Yıkık dökük bir evin, kırık penceresinden bakan çocukluğumu bırakıyorum sana.

Eren Ergül

Hiç yorum yok: